Bolkarların zirveleri Ağustos ayından sonra
gidilecek yerler arasından çıkartmak lazım.
Birkaç aylığına koyun ve keçilerini 3000 rakıma
çıkartan yörüklerin Ağustos ayının ortasında
geri dönmelerinin sebebi varmış.
Hava çok güzel görünmesine rağmen 
dışarda sıcaklık -5 derece.Gecesini siz düşünün.
Kuşların dışında ortalıkta hiç canlı yok.

Fotograf için mükemmel ortam.
Işık,kompozisyon harika.
Fakat dışarıda durmak mümkün değil.



Karakapı mevkiine geldiğimizde bulutların duruşu
dışarının ne halde olduğunun işaretini veriyordu.
Karakapıdan Çürükkeler istikameti daha ürkütücü.


Karakapı,Çürükkeler,Göğeri ve nihayet Kartal (yörüklerin ifadesiyle Galtar)
Abdülkadir Çelik ve Gülizar ablanın yurdu.
 Çadırlar yerinde lakin kimseler yok.
Kadir amcamızın anlattığına göre havanın sertliğinden dolayı
keçiler içgüdüsel olarak daha düşük rakımlara kaçarlarmış.
 

Hava o kadar soğuk ki on dakika önce çaydanlığın
içindeki kalan suyu döktüğümüz yerin hali.



Havanın durumunu en iyi bu resim anlatıyor.


Ortalıkta sadece Toros Serçesi sürüleri var.
Birde onları avlayan alıcı kuşlar.




Çadırın içinde soba bir nebze rahatlattı bizi.
Tabii 3000 rakımda böyle bir ortam bulmuşuz
dışarı çıkılır mı ?
Nuri abimiz arıları yükleyip hemen gidebileceğimizi
söyesede ,bu ortamdan çay içilmeden dönülür mü ?



Akan her kaynak donmuş.
 

Yazı göl istikametine doğru yola çıktığımızda soğun
şiddetinden oluşan tablo fotograf için iyi malzeme.



O da ne? Yıllardır her mevsim dağları gezerim,ilk defa Yazı göl'ün 
kuruduğuna şahitlik yapıyorum.Demek ki bu yaz 
ne kadar kurak geçmiş.


Yörük yurtları, çetin geçecek kışın, terk edilmiş, geride bırakılmış
şahitleri olarak hazırlanmışlar.


Kar yok ama habercisi gelmiş.


Yazı Göl'ün kuruması, bu çeşmenin suyunun bu derece 
azalması su kaynaklarının ne kadarazaldığının işareti.
 Demek ki Ağustos ayından sonra Toroslara çıkmak
akıl işi değil..